Sonbaharda yapraklar sararıp düşerken yere, yüzümüzü göğe kaldırıp ne yaprağı gördük ne de düşerken sesini… Kış geldi geçti yağan karı pencereden tuttuk… Baharda açan çiçekleri ne gördük nede koklayabildik… Yaz ayının sıcağında bir nefes rüzgar ararken, dört duvar arasında güneşin doğmasını bekledik… Doğanın tüm renklerinde, canlarında şifa bulan ruhumuz, pencerenin önünde çiçek açan erik ağacınaDevamı
Yüreğimden kumrular kalktı, bir tanesi hariç… Saçları siyah inci tanesi, Kaşları yay, Kirpikleri ok, Burnu fındık, Gözlerinde doğanın bütün renkleri, Ağzı açmamış tomurcuk gül, Elleri kardan beyaz idi… Çöl ortasına düşen su damlası, Kuzey kutbuna vuran güneş, Ekvatora yağan kar tanesi, Geceyi aydınlatan ay dede kırığı idi.. Kokusu hiç bir çiçekte yok, Sesi dünyadaki enDevamı
İki dal kiraz yaprağı uzatıldı… Tellerle bağlanmış kutunun içine bir avuç yiyecek… Uzunca kabın içinde dolu su her gün yenilendi… Haftada bir gün pencereden yeşillikleri ve güneşi görmekte nasip oldu… Bugün yarım elma da eklendi menüye… Mayhoştu… Yemediğimi görünce çıkarma zahmetinde bulunulmadan üç gün bekledi… …çürüdü. Kanatlarım gibi. Mutsuzluktan ölen ilk kuş olacağım… *********************************************** NeDevamı
İyiliği de kırık bardak içinde sunar, iç içe bilirsen… Kanatlarının altına almak ister, Dikenli tüylerinden tut tutuna bilirsen… Denizinde sarmak ister, Zehirlenmeden kıyıya çık çıkabilirsen… Altın tasta bal ikram etmek ister, Boğazında kalır lafları… yut yuta bilirsen. Neylersin, Bir yüzü insan bir yüzü it..! Hatice KÖSEDevamı
Yüzü anlamadığım bir kitabın kapağı gibi… Gözleri ak gezerlerin gözleri… Yüzü soğuk yılanın derisi… Kelimeleri oklarından çok… Kalbi taş hastalığında… Ve omurgasız duruşu… 10 bin yaşında derisi yüzülmüş iblisin bedeni gibi duruyor karşımda. Değdi mi… Binlerce okunacak kitap vardı… Gözleri yaktın… Hiç unutma…hiç. Söndürdüğün ışıklar… Attığın her adımına takılan Everest dağı olacak… Dualar yola çıktı…Devamı